Do you want to get language learning tips and resources every week or two? Join our mailing list to receive new ways to improve your language learning in your inbox!
Join the list
![]() |
180
Words
/
1 Comments
[ Show Text ]
|
Geçen hafta Semiha Hanım bir toplantı yapmayı plânlamıştı. Bu toplantı için uzun zamandan beri hazırlık yapıyordu. Bütün dostlarını bu toplantıya davet etmişti. Yemekler hazırlamış ve bütün evi baştan aşağıya temizlemişti. Fakat son dakikada hastalandı ve toplantıyı iptal etmek zorunda kaldı. Zavallı Semiha Hanım! gerçekten hayâl kırıklığına uğramıştı.
Zekai Bey geçen hafta patronundan zam istemeyi plânlamıştı. Bu teklif için uzun zamandan beri hazırlık yapıyordu. Haftalarca işe erken gelmişti. Geç saatlere kadar yorulmadan çalışmıştı. Hatta bu görüşme için yeni bir takım elbise bile satın almıştı. Fakat tam zam isteyeceği sırada patronu onu işten kovmuştu. Zavallı Zekai Bey! gerçekten hayâl kırıklığına uğramıştı.
Naci ile Naciye geçen ay evlenmeyi plânlamıştı. Evlilik için uzun zamandan beri hazırlık yapıyorlardı ve onların dostları dört gözle bu günü bekliyordu. Naciye güzel bir gelinlik kiralamıştı. Naci de şık bir elbise satın almıştı. Naci iki iki yüz kişiye davetiye göndermişti. Fakat son dakikada Naci hastalandı ve düğünü iptal etmek zorunda kaldılar. Zavallı Naciye! gerçekten hayâl kırıklığına uğramıştı.
Sizin de uzun zamandan beri yaptığınız plânlarınız var mı? Bu plânlar gerçekleşmezse hayâl kırıklığına uğramamız gerekir. Buna benzer olaylar yaşadınız mı? Arkadaşlarınıza anlatın.
![]() |
214
Words
/
2 Comments
[ Show Text ]
|
— Salih, sen misin? Gözlerime inanamıyorum.
— Tamer! Arkadaşım, sen de nereden çıktın? Seni yıllardan beri görmüyordum.
— Yaa, haklısın. Senelerden beri görüşemedik. Nasılsın, işlerin nasıl?
— Herşey yolunda. İşlerim çok iyi, ya sen? Senin işlerin nasıl?
— Benim işlerim de yolunda, ben de çok iyiyim.
— Söylesene, hâlâ Kanarya Sokak’ta mı oturuyorsun?
— Hayır, iki seneden beri başka bir adresteyiz.
— Yeni evin nerede?
— Büyükdere Caddesi’nde oturuyoruz. Sen neredesin, hâlâ Meltem Sokak’ta mı oturuyorsun?
— Yok, ben de 1990’dan beri başka bir evde oturuyorum.
— Nerede bu ev? Eski evine uzak mı?
— Yakın sayılır. Rüzgarlı Sokak’ta.
— Eee, Salih kardeşim, söyle bakalım, hâlâ berberlik yapıyor musun?
— Hayır, berberliği bıraktım. Geçen seneden beri fotoğrafçılık yapıyorum. Daha rahat.
— Çok sevendim. Peki hâlâ şiir yazıyor musun? Senin şiirlerini çok severim, bilirsin.
— Bilirim, bilirim. Ama maalesef artık şiir yazmıyorum. Senelerden beri şiir yazmıyorum ama beş seneden beri roman yazıyorum. Ya sen, hâlâ hafta sonlarında balığa mı çıkıyorsun?
— Nerede o günler! Evlendiğimden beri balık avına gidemiyorum.
— Seneler ne çabuk geçiyor. Hey gidi günler!
— Ne iyi oldu da sana rastladım. Şimdi benim gitmem gerek. Yine buluşup uzun uzun konuşalım. Daha konuşacak çok şeyler var. Anlaştık mı?
— Tamam. İnşallah en kısa zamanda tekrar görüşürüz. Şimdilik hoşçakal.
— Hoşçakal, kendine iyi bak.
![]() |
57
Words
/
0 Comments
[ Show Text ]
|
![]() |
127
Words
/
0 Comments
[ Show Text ]
|
![]() |
104
Words
/
0 Comments
[ Show Text ]
|
Bay ve Bayan Ertürk
Bay ve Bayan Ertürk New York’ta yaşarlar. Onlar çok az İngilizce konuşurlar. Genellikle Türkçe konuşurlar.
Onlar Türkçe gazete okurlar. Türkçe radyo programlarını dinlerler. Evlerinin yakındaki Türk dükkanından alış-veriş yaparlar. Hergün Türk arkadaşlarını ziyaret ederler. Çünkü onlar öz kültürlerini unutmak istemezler.
Fakat Bay ve Bayan Ertürk’ ün oğlu az Türkçe bilir. O genellikle İngilizce konuşur. Amerikan radyo programlarını dinler. Amerikan süpermarketlerinden alış - veriş yapar. Amerikalılar ile arkadaşlık yapar. Onlarla gezer. Onlarla konuşur. Onlarla dost olur.
Bay ve Bayan Ertürk’ ün oğlu sadece Bay ve Bayan Ertürk ile Türkçe konuşur. Ertürkler, çok üzgünler. Çünkü oğulları çok az Türkçe biliyor. Kültürünü unutuyor.
![]() |
61
Words
/
0 Comments
[ Show Text ]
|
Çok sosyal bir insan
Deniz çok sosyal bir kişi. Bütün zamanlarını arkadaşlarıyla beraber geçirir. Partilere gider. Sinema ve tiyatroya gider.
Aynı zamanda bütün sporları sever. Basketbol, tenis ve voleybol oynar. O çok sportiftir.
Deniz genellikle evde kalmaz. Sık sık dışarı çıkar. Kitap okumayı sevmez. Televizyon seyretmekten hoşlanmaz. Ve asla müzik dinlenmez. O çok aktif.
Gördüğünüz gibi Deniz çok sosyal bir kişi.
![]() |
80
Words
/
0 Comments
[ Show Text ]
|
Anne-baba olmak kolay değil
Kocam ve ben iyi bir anne-baba olmaya çalışıyoruz. Fakat bazen çocuklarımız mutlu edemiyoruz. Onlara göre biz daha spor giyinmeliyiz, daha spor bir araba almalıyız ve daha farklı müzikler dinlemeliyiz. Onların problemleriyle daha çok ilgilenmeliyiz ve arkadaşları bize geldiklerinde daha güler yüzlü olmalıyız.
En önemlisi ise eve geç geldiklerinde daha anlayışlı olmalıyız. Ama onlar da biliyor ki, biz her şeyi onlar için istiyoruz ve onları çok seviyoruz.
Beni anlıyorsunuz, değil mi? Gördüğünüz gibi anne-baba olmak kolay değil.
![]() |
113
Words
/
0 Comments
[ Show Text ]
|
Genç olmak kolay değil
Ben, Ahmet. Üniversitede okuyorum. Bana göre derslerim normal ve benim düzenli bir hayatım var. Ama annem ve babam benimle aynı fikirde değil. Onlara göre ben daha sağlıklı besinler yemeliyim, daha ciddi elbiseler giymeliyim, daha çok ders çalışmalıyım ve daha iyi notlar almalıyım. Saçlarım daha kısa olmalı, odam daha düzenli olmalı ve arkadaşlarım beni ziyaret ettikleri zaman evde daha sessiz olmalılar.
Ama bence annem ve babam beni anlamıyorlar. Ben ve arkadaşlarım ders çalışıyoruz, görevlerimizi yapıyoruz. Biz sadece gençlik günlerimizi daha güzel yaşamaya çalışıyoruz. Ben biliyorum ki, annem ve babam beni çok seviyor. Ben de onları çok seviyorum. Fakat bazen anlaşamıyoruz.
Beni anlıyorsunuz, değil mi? Gördüğünüz gibi genç olmak kolay değil.
To make a new Audio Request or Script Request, click on Make a Request at the top of the page.
To record or transcribe for users learning your language, click on Help Others at the top of the page.
Recording and transcribing for other users will earn you credits and also move your own Requests ahead in the queue. This will help you get your requests recorded and/or transcribed faster.