İşsizlik dünyadaki en önemli sorunlardan. Üstelik iş bulmak her gün daha da zorlaşiyor. Otomasyon sistemlerinin yaygınlaşması ile birlikte vasıfsız elemana olan ihtiyaç azalıyor, ekonomik krizlerin artık aniden ve şiddetli yaşanması tehlikesiyle birlikte işletmeler eleman alımlarında cimri davranıyorlar. Sonuçta genel işşizlik oranı da gittikçe büyüyor.
Gençler kendilerine uygun iş bulamamaktan yakınıyor, "Bir fakülte diploması her kapıyı açmalı" diye düşünüyorlar. Oysa, artık ekmek aslanın ağzında. Sadece bir diploma alip üniversiteden mezun olmak yetmiyor. Gençler üniversitedeyken kendilerini yetiştirmeli, meslekleriyle ilgili kurslara gitmeli, konferans ve seminerleri izlemelidir.
Öte yandan, işverenler kalifiye eleman bulamadıklarını söylüyorlar. Beklentileri yüksek ve eleman alırken kılı kırk yarmaya başladılar. Üç yıllık iş deneyimi, 30 yaşın altında olmak, bir veya iki yabancı dil bilmek, bilgisayar konusunda yeterli olmak gibi özellikler artık neredeyse standart. Tabii ki lisansüstü eğitim, iyi görünüş, düzgün konuşma, yaratıcılık gibi özellikler adayların işi kapma şansını artırıyor.
İşsizlik sorunu çözmek yakın gelecekte hiç kolay görünmüyor. İstihdam alanları yaratmak, doğru yatırımlar yapmak gerekiyor. Genç nüfusun enerjisi iyi yönlendirilmeli, doğru zamanda doğru yerde kullanılmalı. Gençler en verimli çağlarında umutsuzluğa düşmemeli. Genç ve dinamik enerjiyi iş gücüne çevirerek ülke kalkınması sağlanabilir. Bu da ancak doğru devlet politikalarıyla mümkün olabilir. Bugün gelişmiş pek çok ülkenin başarısının arkasındaki sır budur.